Aile Şirketleri, büyümeyi sürdürülebilir kılmak, uzun vadeli şirket olmak ve nesillere şirketi aktarmak için covid19 salgınından önce kurumsallaşma, kurumsal yönetim ve aile şirketi anayasası hız verilmiştir. Bu şirketlerde bile covid19 etkileri çok derin hissedilirken, bu dönüşümü tamamlamamış şirketlerde daha da derin hissedilmektedir.

Ancak, Covid19 salgını bu dönüşümün zorunluluğunu çok belirgin şekilde anlaşılmasına neden olmuştur.

Covid19 salgını sona erdiğinde yeni normallere ayak uydurabilen şirketler şüphesiz ki daha az zararla bu süreci atlatabileceklerdir. Yani, stratejilerini yeniden değerlendiren, oluşturan şirketlerin çoğalması beklenmelidir.

Bunun içinde, uzun vadede şirketlerin stratejilerinin ne kadar dirençli olduğunun mutlaka masaya yatırarak, oluşan yeni normallere adapte olma süreçlerini tespit etmeleri gerektiği görülecektir.

İlk olarak neler yapılmalı? Japon aile şirketlerinin çok önemli bir söylemi olan “ Şirket Aile için değil”, “ Aile Şirket için “ var olmalıdır. Söylemini benimseyerek; önce çalışanların rahatını, huzurunu, güvenliliğini yani refahını sağlayacak düzenlemeleri hayata geçirmelidirler.

Şirketlerin iş sürekliliği stratejilerini yani; değer yaratan faaliyetlerini, herhangi bir felaket, kriz, afet durumunda önceden belirlenen seviyede yürütebilme becerisi geliştirilmeli veya yapılandırılmalıdır.

Yeni normale geçiş sürecinde destek verecek paydaşları( müşteri, tedarikçi, kurum, kurumlar, çalışanlar, yatırımcılar vb.) yeniden tespit edip belirlenmeli ve doğru, yapıcı ve kalıcı bir iletişim oluşturulmalıdır.

Bu süreç içerisinde, Devletin desteklerinden doğru ve eksiksiz yararlanıldığından emin olunmalıdır.

Yeni normale hazırlık sürecinde, Kurumsal Dirençlik ve Kurumsal Yönetime önem verilmelidir.