Covid19 karantina günlerinde neredeyse 1 aya yakın bir zaman içerisinde katlanarak artan vaka sayısı doğrultusunda alınan bu izolasyon günlerinde bende herkes gibi işime devam etme gerçeği ile koşullara adaptasyon sürecimi kendimce deneyimlemekteyim. Bu makaleyi de danışanımla yaptığım bir online görüşmesinde yazmaya karar verdim.
Kendisi ile bu süreci hem profesyonel hayatta hem de kişisel anlamda nasıl en kaliteli geçirebileceğini konusunda konuşurken kendi durumumla ilgili farkındalığı da yaşadım.
Bu süreç aslında hayatımızı kaliteli yaşamamızı engellediğini düşündüğümüz en büyük suçluğu tamamen bertaraf etmesi oldu. “ ZAMAN”.
Bu sefer farklı bir durum ile karşılaştık. Kısıtlı bir mekanda aynı zaman dilimi içerisinde varolmamız bekleniyor. Aslında belki de alan kısıtlandıkça varolma durumumuzu daha otantik yaşamaya başlamadık mı? Ve izolasyon size kısıtlı bir alanda kocaman bir hayat için yer açtığının farkında mısınız? Düşünün biraz! Bundan bir ay önce sorun diye gördüğümüz birçok şey artık kaçıncı sırada?
Şuanda yaşadığımız durumun aksine bize öğretilen, fiziksel hareket olmadan varolamayız, kan, ter olmadan bir şeyi iyi yapabilmek mümkün değildir. Söylemi. Bu durum bir çoğumuzu durup düşünmeyi, olayların akışının sonuçlarını sadece yaşamaktan bir boyut öteye taşıyarak belki de hiç düşünmediğimiz değerlerimizi ortaya çıkarmaya yaradı.
İlk olarak şunu hepimiz belki net gördük, bu evrendeki en adapta olabilme yetisine sahip varlık insan.
İzolasyon, bir çoğumuzda görmeyi ret ettiğimiz bir çok konuyu tüm açıklığıyla görmemizi sağladı. Hele birde zaman suç ortadan kalkınca. Süreçte belki de hiç olmadığı kadar ruhsal olarak aktif olmayı öğrendik. Kendi bireysel sorumluluğumuzu kendi ellerimize almayı, bunları olduğu gibi kabul etmeyi, “meli – malı” söylemlerinden “mümkün değil” den “mümküne” ve “rağmen” başarabileceğimizi ve var olabileceğimizi anlamamızı sağladı.
Değişebilecek olanın sadece kendimiz olduğunu, ama kendi değişimimizin aslında tüm toplumu, diğerlerini nasıl etkileyeceğini anlamamızı yaradı.
Sıkılma duygusunun zamanla ilgili olmadığını, kendini gerçekleştirme ile ilgili olduğunu, yapmaktan deli gibi korktuğumuz içimize bakmamızı sağladı.
Kendi iç sesimizi duymayı, ruhumuzun ve bedenimizin ihtiyaçlarını anlamayı onlara saygı göstererek yapmayı öğretti. Yani kısaca ben olarak varolmayı öğretti.
Sağlıklı günler dilerim.